Hatay’da asrın felaketinin ardından depremzede vatandaşlara yardıma koşan ve 1 ay boyunca aracının bagajında yaşayan Doktor Yasemin Türk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından İbn-i Sina Hizmet Ödülleri töreninde; ‘Vefa ve Fedakarlık’ ödülüne layık görüldü.
Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’da büyük yıkıma yol açmış ve 25 bine yakın insan vefat etmişti. Depreme Hatay’ın Hassa ilçesinde yakalanan Doktor Yasemin Türk ve ailesi ağır hasarlı binadan kurtulmayı başardı. Deprem felaketinde yaşadığı şoka rağmen afetzede vatandaşların yardımına koşan Dr. Türk, davranışıyla takdir topladı. Depremzede vatandaşlara şifa dağıtan Türk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında düzenlenen İbn-i Sina Hizmet Ödülleri töreninde; ‘Vefa ve Fedakarlık’ ödülüne layık görüldü.
"Deprem gecesi duyduğum tek ses binanın uğultuları ve çatırtı sesleriydi"
Deprem anında yaşadıklarını anlatan Dr. Yasemin Türk, "6 Şubat depreminin olduğu gün oğlum korktuğu için yanımda yatmıştı. Kendime geldiğimde her yer sallanıyordu. Duyduğum tek ses binanın uğultuları ve çatırtı sesleriydi. Geçti geçecek derken o kadar uzun geldi ki stresten kaynaklı bu kadar uzun sürdü diye düşündüm, ama geçmedi. Dua ettik ve artık hayatın sonuna geldik, bina yıkılacak ve altında kalacağız diye düşündüm. Çok şükür bina yıkılmayıp ağır hasar aldı. Bu süreçte bütün duvarlar yıkılmıştı. Merdiven duvarı merdivenin üzerine yıkılmıştı. Önde ben, arkada 2 çocuğum, onların arkasında ise eşim gidiyorduk. O enkazı görünce nasıl yapacağımı bilemedim. Bir an durup sonra dedim ki kay, kaydırak gibi enkazların üzerinden kayarak son anda indik" dedi.
"Depremden hemen sonra ilk amacım çocuklarıma güvenli bir alan oluşturup, sonra hastaneye geçip hastalara yardım etmekti"
Depremin ilk gününden itibaren Hatay’ı asla terk etmediğini dile getiren Dr. Türk, "İlk amacım çocuklara güvenli bir alan oluşturmak daha sonra hastaneye geçip hastalara yardım etmekti. Çocuklarımı arkadaşa sağ salim teslim ettikten sonra yapacağım tek şey memleket ve insanlar için ne yapabilirdim. Oradan hemen hastaneye gittim. Hastane ağır hasarlı olduğu için yeni yapılacak binamız henüz tamamlanmayıp inşaat halindeydi. Öyle olunca hızlı bir şekilde inşaat dahi olsa giriş katı yataklar ve battaniyeler taşındı, hastalar orada karşılandı. İnşaat halindeki hastaneyi ayağa kaldırdık. Bu süreçte il dışından çok sayıda görevlendirme ile doktor arkadaş geldi. Biz bunlarla mobil ekipler kurduk. Hassa’daki bütün köy ve mahalleleri 2 günde bir tarayacak şekilde sağlık hizmeti, muayene, reçete, ilaç dağıtımı yaptık. Sağlık Bakanlığının önerisiyle Cumhurbaşkanlığı tarafından 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle İbn-i Sina Hizmet Ödülleri Töreninde ’Vefa ve Fedakarlık’ ödülüne layık görüldüm. Depremin ilk gününden itibaren Hassa’yı asla terk etmedim. Çocuklarımı Ankara’ya gönderdim 4 ay onlardan ayrı kaldım. 1 aydan fazla da barınacak yerim olmadığı için kendi arabamın bagajında konakladım. Bunlara rağmen Hatay’ı asla terk etmedim. Gece gündüz demeden sürekli elimden ne geliyorsa sadece hekim olarak değil, insan olarak da neler yapabilirim diye bunları düşünerek çalıştım" ifadelerini kullandı.