Şanlı zaferler ve eşsiz kahramanlıklarla maruf bir tarihi, yarınlara onurlu bir miras olarak bırakan aziz ceddimizin, vatanımızın bağımsızlığını tüm dünyaya bir kez daha haykırdığı Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 102. yıl dönümünü kutlamanın onur ve gurunu yaşıyoruz.
Aziz Milletimizin Büyük ve Güçlü Türkiye yürüyüşünde en büyük ilham kaynaklarından biri olan Büyük Taarruz’un zaferle sonuçlandığı ağustos ayının son haftasını “Zafer Haftası” olarak büyük bir gururla kutlamaktayız.
30 Ağustos’ta kazanılan bu destansı zaferle milletimiz, kendisine reva görülen esaret gömleğini yırtıp atmış, ne pahasına olursa olsun bağımsızlığından taviz vermeyeceğini tüm dünyaya ilan etmiştir. Son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin de müjdesi olan Büyük Zafer, tarihten silinmek istenen Türk milletinin yeniden şahlanışının adıdır.
Tarihimizin en önemli dönüm noktası ve milletimizin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölmez bir abidesi olarak tarihteki yerini alan 30 Ağustos Zaferi, aynı zamanda bağımsız yaşamak isteyen birçok ulusa da yol göstermiştir. Bugün böylesi şanlı bir tarihin mirasçıları olan bizlere düşen en önemli görev aynı şuur ve ruhla, ecdadımızın emaneti vatanımıza ve Cumhuriyetimize sahip çıkmak, ülkemizin gelişmesi için var gücümüzle çalışmaktır.
Milletimiz dün olduğu gibi bugün de geçmişten aldığı ilhamla bu mukaddes emanetin sorumluluğunu milli birlik ve beraberlik şuuru içinde hür ve bağımsız yaşama kararlılığını ilelebet sürdürecek, bu topraklar üzerinde Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar var olacak ve ay-yıldızlı bayrağımız ilelebet dalgalanacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle yad ediyor, kanlarıyla destan, cesaretleriyle tarih yazarak bizlere bu toprakları vatan bırakan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman mensuplarının ve Adıyamanlı hemşehrilerimin Zafer Bayramı’nı kutluyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
