Reklam
Reklam

KARLIOVA

Yayınlanma Tarihi :
author

Fahretin ÇELİK

KARLIOVA…

Kışın kar, yazın doğadaki yüzlerce çeşit çiçeklerin hâkim olduğu muhteşem coğrafyanın adıdır Karlıova.

Yolumu düşürdüm bu diyarlara vatan aşkına, torun sevgisine, evlat özlemine yenik düşerek.

Yurdumun her bir köşesi ayrı güzel. Bazen zümrüdü andıran kar, bazen dağların zirvesinde izlenen güneş, bazen rengârenk çiçekler, bazen geven, bazen tarihi mekânlar…

Bazen de insanların güzelliği cezbeder ruhları; tatlı şivesi, misafirperverliği, mertliği, kültür ve inançlarına bağlılık…

Bazen de son zamanlarda gastronomi diye adlandırılan damak tatları cezbeder; Kavurması, balı, peyniri, balığı, ayranı…

Ben önce dağlarına vuruldum Karlıova’nın. 3 bin 250 metre yükseklere uzanan Bingöl Dağlarının Kale Tepesi ve burada izlenen güneşin doğuşu. Yazın çiçekleri, kışın karın parlaklığını okşayıp doğar burada güneş.

Kahtalı Mıçe okuduğu bir şiirde diyordu ya; "Duydum şeytan dağında bir büyücü yaşarmış; Aşka inanmayanları büyürler, kara sevdalı yaparmış; İçerisindeki yenilginin acısı, yollandım şeytan dağına; Az gittim, uz gittim, bir hayli zaman sonra vardım büyücünün mağarasına. Dedim bir halden bilmeze düştüm, al varımı yoğumu bir büyü yap ta, anlasın kara sevdanın ve yalnızlığın ne yaman şey olduğunu…" İşte bu Şeytan Dağı’na yaslamıştı sırtını Karlıova. Bingöl, Şerafettin, Çavreşi, Kartal ve Hirhal dağları kucaklar bu ovayı.

Her bir ovası, yaylası, deresi, akarsuyu, gölü bu coğrafyayı yaşanılır bir yurt haline getirmek için mücadele eder bir biriyle.

Ve buranın insanını sevdim. Selamlaşmanın unutulduğu, komşuluk bağlarının zayıfladığı, örf adetlerin rafa kaldırıldığı bu zamanda buranın halkı karşılaştıkları her insanla selamlaşıyor, tebessüm ediyor.

Serin havanın da etkisiyle çay ocakları dolup taşıyor. Hatta öyle ki, çay ocaklarına uğramayan insanlara makbul gözüyle bakılmıyor. Kimse kimseyi rahatsız etmeden, oyunun hiç biri oynanmadan, sohbetin ve çayın dibine vuruluyor.

Buranın en değerli, kıymetli, saygın insanı kadınlar. Kadınlara oldukça hürmet ediliyor. Onların geçtiği yöne bakılmıyor bile. Ve kadınlar işleri yoksa çok ta sokaklarda dolaşmıyor.   

Ölen biri varsa işyerlerinin büyük çoğunluğu kapanıyor. Özellikle komşuları işlerini bırakıp yasa dahil oluyor. Diriye sevgiyi, ölüye saygıyı esirgemiyorlar. Hele yabancı baş üzerinde tutuluyor.

Karlıovalılar Türkçe ve Kürtçe konuşuyorlar. Hangi dilden konuşsalar dilleri ona yakışıyor. Çünkü konuştuklarında samimiyet var. Tıpkı karakovan balı gibi, yaylımdaki bir hayvandan sağılmış taze süt gibi, lavaşa dürüm yapılmış kavurma gibi.

Ters lalesi, kengeri, kekiği, mantarı doğanın bahşettiği binlerce nimetten sadece bazıları, serin ve hoş havası ile insanı kendine aşık ediyor.

Selam olsun yurdumun cennet köşesine…

begendim
0
Begendim
bayildim
0
Bayildim
komik
0
Komik
begenmedim
0
Begenmedim
uzgunum
0
Uzgunum
sinirlendim
0
Sinirlendim