Reklam
Reklam

MHP Lideri Bahçeli’den ‘TRÇ İttifakı’ açıklaması: ‘Türkiye'nin jeopolitik konumu, temkinli bir dış siyaset takibini gerektiriyor’

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye-Rusya-Çin ittifakı önerisi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "Dünyadaki gelişmeler karşısında Türkiye için akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek olarak Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil "TRÇ" ittifakının inşa edilmesini öngörmektedir" dedi.

Yayınlanma Tarihi :
MHP Lideri Bahçeli’den ‘TRÇ İttifakı’ açıklaması: ‘Türkiye'nin jeopolitik konumu, temkinli bir dış siyaset takibini gerektiriyor’
Advert

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den daha önce dile getirdiği 'TRÇ İttifakı' ile ilgili yeni bir açıklama geldi. Bahçeli, Türkiye’nin acil güvenlik ihtiyaçları bulunmaktadır. Bununla birlikte, bölgesel olarak daha kalıcı daha uzun soluklu istikrar ve güvenlik için bölge devletlerinin dayanışma içinde olmaları ve temel ilkelerde anlaşmalarına bağlıdır” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumunun temkinli, tedbirli ve çok boyutlu bir dış siyaset takibini gerektirdiğini belirterek “Bizim TRÇ ittifakı önerimiz de bu doğrultudadır ve gelişmeler karşısında Türkiye için akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek olarak Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil "TRÇ" ittifakının inşa edilmesini öngörmektedir” ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Türkiye, Cumhuriyet'in İkinci Yüzyılında Daha Da Yükselerek Küresel Güç Hâline Gelecektir”

“Partimiz, uluslararası ilişkilere herhangi bir ön yargı ile yaklaşmamakta, gelişmeleri ve sorunları gerçekçi, çok yönlü ve çok boyutlu millî bir strateji çerçevesinde değerlendirmektedir. Bu çerçevede Türkiye'nin millî güç kaynaklarının topyekûn seferber edilmesiyle akılcı, kararlı ve tutarlı bir dış politika izlenmesi esastır ve Milliyetçi Hareket Partisi, program ve politikalarını bu anlayış doğrultusunda şekillendirmektedir. Biliyor ve inanıyoruz ki, geride bıraktığımız yüzyılın başında Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde verilen millî kurtuluş mücadelesiyle yeniden dirilişe geçen Türkiye, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında daha da yükselerek küresel güç hâline gelecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin sağladığı yönetim istikrarı ile Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında da aynı ruh, azim ve heyecanla, millî kaynak ve kabiliyet potansiyelini harekete geçirerek "lider ülke Türkiye" ülküsünü gerçekleştirecek, "Türk ve Türkiye Yüzyılı"nı inşa edecek güçtedir.

Türkiye’nin Acil Güvenlik İhtiyaçları Bulunmaktadır”

Türkiye’nin acil güvenlik ihtiyaçları bulunmaktadır. Türkiye, komşularının toprak bütünlüğünü herkesten fazla isteyen ve bunun için en ağır bedelleri ödeyen bir devlettir. Vasıtalı savaş unsurlarıyla, petro-dolar siyasetleriyle, lobicilikle buna karşı mücadele eden tüm aktörlerle baş başa kalmayı da göze alabilecek kapasitededir. Bununla birlikte, bölgesel olarak daha kalıcı daha uzun soluklu istikrar ve güvenlik için bölge devletlerinin dayanışma içinde olmaları ve temel ilkelerde anlaşmalarına bağlıdır.

“Ne Yaptığımızı Biliyoruz”

Türkiye'nin dünyanın jeopolitik merkezinde yer aldığı bilinci ile hareket ederek Doğu-Batı ve kuzey-güney dengelerine dikkat eden çok yönlü bir dış politika izlemesi kaçınılmazdır. Doğu'dan da, Batı'dan da, kuzeyden de, güneyden de kopmayız, vazgeçmeyiz. Eksen değişikliği, ideolojik sapma, yanlış yöne gitme gibi söylemlerin bizim nazarımızda önemi yoktur. Aslolan Türkiye'nin ahdi hak ve menfaatleridir. Ne yaptığımızı biliyoruz. Hep dediğim gibi. "Benim aklım hep Türkiye'dir." Türkiye'nin ve Türk milletinin hak ve çıkarlarını, güvenli ve müreffeh geleceğimizi düşünüyor, onu planlıyoruz. Üçüncü bin yılın ilk yüzyılında dünyada yeni bir paylaşım süreci yaşanırken, Türkiye'de çok önemli tarihi, siyasi ve ekonomik bir süreçten geçmektedir. Küresel hegemonyanın tüm dünyayı rahatsız ettiği, ahlaki değerlerin erozyona uğradığı, iki kutuplu dünyadan tek kutuplu yeni bir dünya düzenine geçişin getirdiği sorunlar ve çok kutuplu düzene doğru yol alış sancılarının yaşandığı şu dönemde, milli varlığa sahip çıkarak, öz güvenle yeni dönemin dinamiklerini iyi anlamanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye, Doğu'daki Güç Odaklarının Tam Merkezindedir”

Ekonomik gelişmişlik açısından kuzey ve güneyin ortasında, kültür ve medeniyet akımları açısından da Doğu ile Batı'nın arasında bir köprü görevi gören Türkiye, jeopolitik ve jeostratejik konumu itibarıyla dünyanın merkezindedir. Ne yazık ki tüm etnik ve bölgesel çatışmalar, bunlardan kaynaklanan kaos ve kargaşa Türkiye'nin bulunduğu bölgede yaşanmış ve yaşanmaktadır. Coğrafi olarak Asya, Afrika ve Avrupa'yı birbirine bağlayan bir köprü rolü üstlenen Türkiye, önemli doğal ve beşeri kaynaklara sahiptir. Türkiye, ABD ve AB'nin başını çektiği Batı ile Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya'nın başat olduğu Doğu'daki güç odaklarının tam merkezindedir.

Türkiye Halen Kendi Taahhüt ve Sorumluluklarının Arkasındadır”

Öte yandan Türkiye, dünya coğrafyasında büyük askeri güç olan NATO'nun güney kanadını oluşturan, bütün faaliyetlerinde ve tatbikatlarında etkin rol alan bir devlettir. Türkiye, jeokültürel olarak da İslam dünyası ile Hristiyan Batı ve Hindu-Budist Doğu dünyasının sınır bölgesinde bulunan Müslüman nüfusa sahip ama laik bir devlettir. Kısacası, jeopolitik ve jeokültürel hatların odağında olan Türkiye, aynı zamanda dünya kültür ve medeniyetlerinin kesişme noktasında yer almaktadır. Bunun bilinciyle çok yönlü ve çok boyutlu bir yaklaşımla politikalarımızı belirliyoruz. Türkiye'nin başka ittifaklara üyeliği, ne AB katılım süreci açısından ne de NATO üyeliği açısından bir zafiyet anlamına gelmemektedir. Türkiye halen kendi taahhüt ve sorumluluklarının arkasındadır. Ancak bir tarafın devamlı taviz verdiği, devamlı geri adım attığı, devamlı mahkûm olduğu bir diyaloğun ne dostlukla, ne müttefiklikle, ne de komşuluk değerleriyle bağı olacaktır.

“TRÇ İttifakı, Gelecek Tasavvurumuza Uygundur”

Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumu temkinli, tedbirli ve çok boyutlu bir dış siyaset takibini gerektirmektedir. Bizim TRÇ ittifakı önerimiz de bu doğrultudadır ve gelişmeler karşısında Türkiye için akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek olarak Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil "TRÇ" ittifakının inşa edilmesini öngörmektedir. Bu durum milli siyasetimize, devlet ve millet yapımıza, gelecek tasavvurumuza uygundur. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye merkezli yeni bir medeniyet ve yeni bir dünya tesisini kendisine siyasi misyon olarak belirlemiştir. Bu misyonumuzun kökleri, Türk milletinin tarihi ve kültürel gerçeklerine dayanan ve geleceği kucaklayan bir anlayışın tezahürüdür. Cumhuriyet'in yeni yüzyılında iç ve dış kaynaklı tüm kamburlardan kurtulmak milli gayemizdir. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti yeni yüzyılda çaresizliği reddetmiş, çözümsüzlüğü dışlamış, ümitsizliği elinin tersiyle itmiştir. Milli birlikle yükseliş iradesini her alanda ortaya koyma kararlılığındadır."


Kaynak: PHA
Advert