Bazen de ilişki sonrası lekelenme, geçmeyen akıntı, kasık ağrısı, bel ağrısı, yorgunluk, kilo kaybı, iştahsızlık, tek ya da iki bacakta şişkinlik, idrar yaparken ağrı, vajinal dolgunluk ve kitle hissi, ağrılı cinsel ilişki ve vajinal kanamalar şeklinde de kendini gösterebilir” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Pervin Karlı, 1-31 Ocak Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle uyarılarda bulundu. Rahim ağzı kanserinin önlenebilir yegâne kanserlerden biri olduğunu ifade eden Doç. Dr. Karlı, “Türkiye’de kadınlar arasında en yaygın üçüncü kanser türüdür. Kadın kanserleri arasında da en sık görülen 4. kanserdir. Yıllık 400 binden fazla yeni vaka bildirimleri mevcuttur” diye konuştu.
Aşılarda alt sınır 9 yaş
Doç. Dr. Pervin Karlı, rahim ağzı kanserinin önlenebilmesinin nedenini ise şöyle açıkladı:
“Rahim ağzı kanserinin tamamına yakınından sorumlu olan ajan, 200’den fazla tipi olan HPV virüsüdür. Bu virüslerden genital bölgede enfeksiyon yapan tipleri yüksek riskli ve düşük riskli HPV tipleri olarak 2 ayrı gruba ayrılmaktadır. Yüksek riskli HPV tipleri ileri değerlendirme gerektirir. Düşük riskli HPV tipleri ise yakın takip ve değerlendirme gerektirir. Rahim ağzı kanseri açısından korunmada en sık görülen HPV tiplerine karşı geliştirilmiş aşılar mevcuttur. HPV aşıları için yaş sınırı alt yaş grubunda kız ve erkek çocuklarında 9 yaş, üst yaş sınırı ise bilimsel olarak hekimin uygun gördüğü üst yaş sınırlarına kadar olup üst yaş sınırı yoktur. Her yaş grubunda güvenle uygulanabilir. HPV aşısının yaptırmak için HPV virüsünün varlığı yokluğuna bakılmaz.”
Korunmak için öneriler
Doç. Dr. Pervin Karlı, rahim ağzı kanserinden korunmak için altın değerinde önerilerini şöyle sıraladı: “Yıllık kadın doğum muayeneleri, 3 yılda bir smear tetkiki, HPV yaptırabilirse HPV tetkiki negatif ise 5 yılda bir tarama, HPV pozitif ise HPV tipi yüksek riskli ise ileri değerlendirme yapılması için bu konuda uzman bir hekime başvurmasıdır.”
HPV pozitif hastaların da HPV aşısını yaptırabileceğini söyleyen Doç. Dr. Karlı, şöyle devam etti:
“Eğer bir hastada yüksek riskli HPV pozitif çıkarsa bu konuda deneyimli bir hekim tarafından kolposkopi işlemi yapılmalıdır. Kolposkopi işlemi rahim ağzının ileri değerlendirilmesine imkân veren bir değerlendirme yöntemidir. Kolposkopi işlemi esnasında 2 çeşit boyama sistemi uygulanır ve şüpheli alanlarda biyopsi işlemi yapılır. Biyopsi neticesinde hastada çıkan lezyonun patolojik risk durumuna göre ilave işlem ya da takip planı yapılır.”
Rahim ağzı kanserinde görülen belirtilerden bahseden Doç. Dr. Karlı, “Rahim ağzı kanserinin belirtileri ileri evrelere ulaşıp hiçbir belirti vermeyebilir. Bazen de ilişki sonrası lekelenme, geçmeyen akıntı, kasık ağrısı, bel ağrısı, yorgunluk, kilo kaybı, iştahsızlık, tek ya da iki bacakta şişkinlik, idrar yaparken ağrı, vajinal dolgunluk ve kitle hissi, ağrılı cinsel ilişki ve vajinal kanamalar şeklinde de kendini gösterebilir” şeklinde konuştu.
Bu bireyler risk altında olabilir
HPV’nin cinsel temas ile bulaşan bir virüs tipi olduğuna değinen Doç. Dr. Karlı, bulaş riski yüksek olan hasta tiplerini şu şekilde sıraladı:
“Çoklu cinsel partneri olan hastalar, cinsel partnerinin çoklu cinsel partneri olan hastalar, sigara, kronik veya aktif vajinal enfeksiyonu olan hastalar, rahim ağzında yara olan hastalar, kötü beslenme alışkanlığı, ilk cinsel ilişkinin erken yaşta başlaması, düşük sosyoekonomik düzey, 5 yıldan uzun doğum kontrol hapı kullanımı, bağışıklık sistemini baskı altında tutan hastalıklar sahip olmak.”
Test ve aşı ihmal edilmemeli
Smear testinin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Karlı, “Tüm belirtilen bu bilgiler rahim ağzı kanserini önlenmesinin aslında çok kolay, basit ve ucuz bir yöntem olan ilk aşamada smear testi ile tespit edilebileceği bilgisi akılda tutulmalıdır. Kadınlarımızın bu kanseri önlemede çok kolay bir yöntem olan smear testi uygulamalarını hassasiyetle yaptırması, HPV taraması yaptırması, HPV aşısı yaptırması en önemli ve temel 3 basamaktır” ifadelerini kullandı.İHA