Hazine ve Maliye Bakanlığı 7 Ağustos’ta yayımladığı Rafineriler Tarafından Üretilecek Basılı Kıymetli Madenlere İlişkin Genelge’de Değişiklik Yapılmasına Dair Genelge ile basılı altınlarda 0,5 gram olan ifadeyi 1 gram olarak değiştirerek, bir gramın altında ağırlığı olan basılı altın üretilmemesi kararı aldı. AKSO Yönetim Kurulu Başkanı Timuçin Sönmez ise söz konusu kararın hem tüketiciler hem de kuyumcular açısından etkisini İHA muhabirine değerlendirdi.
“Tüketicilerimiz açısından da kuyumcularımız açısından da tedirgin olacak bir durum yok”
AKSO Başkanı Timuçin Sönmez, hem tüketicilerin hem de kuyumcuların en az bir gramlık altın üretilmesi kararının sonuçlarını merak ettiğini belirterek, “Bizim yetkililerle yaptığımız görüşmelerde kuyumcularımız açısından tedirgin olacak hiçbir şey yok. Tüketici açısından herhangi bir sıkıntı da yok. Ellerinde bir gramın altındaki altınları yılbaşına kadar getirip kuyumculara bozdurabilirler. Tüketici tarafında hiçbir sıkıntı olmadığını yetkililer bize beyan ettiler. Herhangi bir sorunları yok. Her türlü kuyumculara getirip işlemlerini yapabilirler. Ayrıca yılbaşından sonra has altın dediğimiz 24 ayar altınların (yarım gramlar için) basımı kalkacak. Ama bu demek değildir ki ekonomik durumu müsait olmayan vatandaşlarımız mağdur olacak. Asla. Bizim kuyumcularımızda her bütçeye hitap eden, hem yatırım amaçlı hem de hediye amaçlı altınlar mevcut. Mağazalarımıza geldikleri zaman mutlaka kendilerine uygun ürünler bulacaklar” diye konuştu.
“Piyasanın kontrol edilmesi açısından gram ve gram üstü altınların paketlenerek satışı ile ilgili bir organizasyon yaptılar”
Genelge ile alınan söz konusu kararın, Hazine ve Maliye Bakanlığının hem cari açığın düşürülmesi açısından hem de ekonominin kontrol altında tutulması amacıyla alındığını aktaran Sönmez, “Burada da altın ithalatı önemli bir unsur. Piyasayı kontrol altında tutmak istiyor. Aslında yarım gram ya da bir gram olmasının bunlarla çok alakası yok. Piyasanın kontrol edilmesi açısından gram ve gram üstü altınların paketlenerek satışı ile ilgili bir organizasyon yaptı. Bunları sertifikaya bağlayacağını düşünüyoruz ikinci adımda. Diğer adımları görmeden bunları yorumlamak doğru olmaz diye düşünüyorum” dedi.
“İhraç kayıtlı yapılan ithalattaki altınlara da herhangi bir kota uygulamayacaklar”
Sönmez, altında ithalat kotası ile ilgili bir çalışmanın olduğu bilgisini vererek, “Henüz tam anlamıyla çıkmış bir konu yok. Bu konuda daha çok tüketiciyi değil, imalatçı kuyum sektörünü ilgilendiren bir konu. Orada da yapılan çalışmanın özünde imalatçılarımızı tedirgin eden bir konu yok. Dahili işlem kapsamında herhangi bir işleme bir kota uygulanmayacak. İhraç kayıtlı yapılan ithalattaki altınlara da herhangi bir kota uygulamayacaklar. Bu demektir ki ihracatın önü tıkanmayacak. İhracatın önü tıkanmadığı sürece imalatçılarımızın kotayla ilgili herhangi bir sorunları olmaz. Serbest piyasa ekonomisi yaşıyoruz. Dolayısıyla arz ve talebe kimsenin müdahale etme yetkisi yok. Talep olduğu müddetçe bir şekilde ürüne ulaşma imkanı olacaktır. Devlet de bu konuda tedbirlerini alacaktır” ifadelerini kullandı.
“Onun için kota ile ilgili panik olacak bir durum yok”
Altında ithalat kotası konulmasında en korktukları durumun ihracatın önünün tıkanması olduğunu kaydeden Sönmez, “Çünkü biz dünyada ikinci konumdayız ihracat ve imalat konusunda. Süratle birincil konuma geçmek için bütün meslektaşlarımı gayret ve özveri ile çalışıyorlar. Bu ivme de yakalandı. İvmenin önünün kesilmeyeceğini hissetmemiz beni ve diğer meslektaşlarımı da mutlu etti. Onun için kota ile ilgili panik olacak bir durumun olduğunu düşünmüyorum. Kota ile ilgili açıklamanın gelmesi lazım” değerlendirmesini yaptı.
Basılı altınlarla ilgili sorunlarını Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine ilettiklerini ifade ederek, “Onların da bu konuyla ilgili sorunlarının olmadığını çok iyi anladık. Detaylarıyla ilgili federasyon olarak çalışıyoruz. Kuyumcuların kendi federasyonunu kurmasıyla ilgili çalışma başlattık. Madeni Eşya Sanatkarlar Fedarasyonu’na bağlıyız. Ama kuyumculuk, kendine has özellikleri olan bir meslek. Kendi kendini idare etmesi gereken bir meslek. Bunu da federasyon içinde kendi yapılanmamızı sağladık. Hatta önceki dönem Ticaret Bakanımızla yasa tasarısı haline kadar gelmişti. Bundan sonraki çalışmaların devam edeceğini düşünüyorum. Mutlaka federasyonumuzu kurup bu sorunlara daha erken müdahale edebilme şansını elde etmemiz gerekiyor. Yasa çıktıktan sonra müdahale etmek biraz daha zor oluyor” dedi.
“Bizim ana sorunumuz basılı altınlarda gramı, cinsi, evsafı değil, ulaşılabilir olması”
Gram altındaki basılma sisteminin kuyumculuk sektörüne getireceği problem olmadığına dikkati çeken Sönmez, şu ifadelerini kullandı:
“Ancak kuyumculuk sektörünün yıllardan beri gelen asıl bir unsuru var. Özellikle basılı altın olarak tabir ettiğimiz Cumhuriyet altını, ziynet altını da bu kapsam içine giriyor. Sadece külçe altın, basılı kapsamında girmiyor. Bu ziynet altınların da erişiminde zaman zaman sorun yaşıyoruz. Özellikle Anadolu’daki kuyumcular bu konuda ciddi zorluk çekiyorlar. İstedikleri zaman, işin hızlı olduğu dönemde istediği miktarda bu ürüne ulaşamıyorlar. Bu iş sadece İstanbul genelinde kalmış oluyor. Seçildiğim zaman da bunu Darphane Genel Müdürümüze bu durumu ilettik. Zaman zaman Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine bu durumu iletiyoruz. Türkiye genelinde en az 7 bölgede depolama alanları olması lazım Darphane’nin. Akdeniz bölgesindeki kuyumcularımız örneğin Antalya’dan altını temin edebilmeli. İç Anadolu’da Ankara’dan temin edebilmeliler. Güneydoğu Anadolu bölgesinde Diyarbakır’da, Karadeniz’de Trabzon’dan veya Giresun’dan temin edebilmeliler. Bunlar teknik çalışmalar. Bu depolama alanları oluşturulursa kuyumcuların bu ürünlere ulaşması daha kolay olur. Bizim gramın kaç gram basıldığı, nasıl basıldığı, ne olduğu ana unsur sorunumuz değil. Bizim problemimiz ürüne ulaşamama problemi. Eğer Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Darphane yetkilileri bu konuya el atmalı. Biz bu konuda sıkıntı yaşıyoruz. Ürüne ulaşamama sorunumuz var. Araya art niyetli insanlar girebiliyor. Tüketici istediği kadar ürüne ulaşamıyor. Bu da çeşitli aksaklıklara neden oluyor. Bizim ana sorunumuz basılı altınlarda gramı, cinsi, evsafı (niteliği) değil, ulaşılabilir olması.”